10 Şubat 2012 Cuma
" BÖYLE İNSANLIK OLURMU...?
Komşu ülke Suriye'de yönetim muhalifleri her gün farklı şehirlerde gösteriler
düzenlerken kanlı çatışmalar..ve dengesiz güç kullanımıyla onlarca insanın ölümünün haberini almaktayız..
Bu arada ABD'nin işgal ettiği topraklardan, Iraktan çıkmasıyla iyice gerginleşen bölgede şii/sünni çekişmelerinin her an patlamaya hazır hali; her kesi kaygılandırmaktadır.
Suriye / İran dayanışmasıyla , Rusya'da durumdan nemalanmaya çalışır ise bölgede çok tehlikeli bir tablo ile karşılaşabiliriz..
Bu günlerde her an İran ile çatışmaya girebileceği görülen israil gerçeğini göz ardı etmemek gerek.
Bu günlerde Amerikan - İsrail ilişkilerine bakarak bölgeyi terket..! direktifi alan dışişleri
temsilciliklerinin hangi ülke mensupları olduğu bilinmektedir.
Türkiye'den sığınma hakkı isteyerek yurdumuza gelen Suriye Ordusu mensubu
Albay Hüseyin Harmuş epeyi zamandır ortalardan kaybolmuş ve kendisinden haber alınamıyormuş..
Meğerse..; Suriye yönetimi muhalif komutanı yakalayana , canlı ya'da ölü getirene
100.000 Dolar ödül vaadetmiş.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 1 mit görevlisi ve 4 arkadaşını tutukladığını haberi bu günlerde haber bültenlerinde duyurulmuştu..
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca tutuklanan Ö.S ( Mit görevlisi..) meğerse ülkemize sığınan albay
Hüseyin Harmuş'u paketleyerek Suriye yetkililerine teslim etmişler..
Suriye yönetimi Albay Harmuş'u derhal idam etmiş.
Yazıklar olsun...! Bunlar insan olabilir mi..? " BÖYLE İNSANLIK OLUR MU..? "
Sığınma hakkı isteyen bir insanı hiç demokratik olmayan ortama " insan " kılığına girmiş insan kasaplarına teslim ediyorsunuz.. Yazık..Çok yazık..!
Olayın hangi zaman ve hangi şartlarda cereyan ettiği tartışılabilir..Lakin hangi nedenle olursa olsun..! " size sığınan..!." bir insanı " ölüme yollamak..! " hangi vicdana sığar ki...?
Kabul edilemez asla..!
Sorumlu kişi ya'da kişiler..cezalandırılmalıdırlar..
Saygılarımla...sevgilerimle...
10.02.2012-İstanbul
6 Şubat 2012 Pazartesi
" LAİK..DEVLET...!.." ve " DİNDARLIK.."
DİN ve VİCDAN HÜRRİYETİ
İslam dini ile ilgili okul yıllarımda okuduğum " Laiklik ve Laik Devlet "kavramlarıyla
son zamanlarda çokça tartışılan "dindarlık" hususunu yan yana getirdiğimizde ve
akabinde " benimde söyleyecek bir kaç sözüm olmalı..! " fikriyle düşüncelerimi
herkesle paylaşmam gerektiğini saptadım..
"İslam Dini " hiç kimseye baskı yaparak ve zorlayarak dini vecibelerin yerine getirilmesini talep etmez.
Kuran-ı Kerimde ( Yunus Suresi 99) " insanları iman etmeye sen mi ?
zorlayacaksın..? derken yine başka bir surede " ( Kehf Suresi 29) da derki..!
" dileyen iman etsin...! " dileyende inkar etsin..! buyurur..
İslamda zorlama yoktur. Tabiat şartlarıyla ekonomik ve sosyal şartlar..hatta..sağlık sorunları ve dini vecibelerin yerine getirilmesi arasında engin bir hoşgörü vardır.
Laik devlet anlayışında amaç: inançlara saygılı ,inanan ve inanmayanların kanunlar karşısında eşit olmasını sağlamak esastır.
Sağlıkta ,eğitimde ,adalet ,ve mülkiyetle ve siyasete dair her hususta devletin farklı inançlara sahip bireylerine aynı mesafe ile yaklaşabilmesi gerekir.
Laiklik olgusu ile " Laik Devlet " anlayışının hakim olduğu siyasal sistemlerde "dindarlık" devlet kurumlarından vatandaşlara empoze edilemez.
"İnançlı olmak " la " inançsız olmak " arasında devlet taraf tutabilir mi..?
Bu sorular toplumda yanıt bulması gereken sorulardır. Laik devlet olgusu bu ve benzeri sorulara verilecek yanıtlarda kendini gösterecektir.
Saygılarımla ve sevgilerimle...
06.02.2012.İstanbul
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


